31 Mayıs 2009 Pazar
26 Mayıs 2009 Salı
23 Mayıs 2009 Cumartesi
VİVALDİ - DÖRT MEVSİM- İLKBAHAR
RED PRIEST-VİVALDİ FOUR SEASONS- SPRING YORUMU...
Antonio VIVALDI (1678 - 1741)
Antonio Lucio Vivaldi, 4 Mart 1678'de Venedik'te doğdu. Ölebileceği korkusuyla, kiliseye götürülmeyi beklemeden, doğumun hemen ardından ebe tarafından apar, topar evde vaftiz edildi. Kayıtlarda yer alan bu ölüm tehlikesinin ne olduğu kesin olarak bilinmiyorsa da iki olasılık söz konusu. Doğumun gerçekleştiği gün, daha erken saatlerde Venedik'te bir deprem olduğu va bazı yapıların çöktükleri biliniyor. Olasi ikinci bir depremde evin çökmesi tehlikesi karşısında vaftiz edilmeden ölmemesi ve bu nedenle Cennet'e gitme olanağını kaybetmemesi istenmiş olabilir. Vivaldi'nin tüm yaşamı boyunca sağlık sorunları ile boğuştuğu göz önüne alındığında, her an ölebilecek denli sağlıksız bir bebek olarak doğmuş olması da olası. Kilisedeki resmi vaftiz töreninin de ancak 2 ay sonra yapılabilmiş olması, küçük Antonio'nun sağlıksız bir bebek olabileceği savını destekliyor.
Babası, önceleri berberlik yapmış, ardından keman çalmaya başlamış, San Marco kilisesinin orkestrasında çalan usta bir kemancı olmuştu. Müzik eğitimini babasından aldı. Vivaldi henüz kendi eserleriyle ün kazanmadan önce babasıyla birlikte ikili keman konserleri verdi ve bu konserler tanınmasında da büyük ölçüde etkili oldu.
Papaz eğitimi alan Antonio Vivaldi 1703 yılında resmen papazlık görevine atandı. Kızıl saçları nedeniyle Il Prete Rosso (Kızıl Papaz) olarak tanındı. Sürekli göğüs daralmasından şikayetçi olduğu için, ayinler sırasında ilahileri söylemesi gerektiği halde bunu yapamıyordu. Adı bilinmediğinden sadece tanımı yapılan bu göğüs daralması belki de Asthma idi. Aynı yıl başka bir işe daha girdi. Ospedale della Pietà adındaki bir kızlar yetimhanesinde keman öğretmeni oldu. Buradaki görevi yetim ya da sakat kızlara keman çalmayı öğretmek ve onlara konserlerde seslendirmeleri için her ay iki konçerto yazmaktı. Venedik'teki yetimhanede verilen bu konserler bir süre sonra bir gün konseri veren kızlarla tanışmak üzere katıldığı bir yemekten sonra, ayrılırken "bu çirkin kızların tümüne aşık" olduğunu yazacaktır. Bir süre sonra kent seçkinleri de kızlarını bu aynı yetimhane okuluna göndermeye başladılar. Vivaldi daha sonraki yaşamının hemen hemen tümünü burada geçirdi. 1710 yılında opera yazmaya başlayan Vivaldi'nin bilinen 49 operasından 22'si bugüne kadar ulaşabilmiştir.
Kızlar yetimhanesinde çalışırken bu okulla birlikte Avrupa'nın pek çok yerinde konser verdi. 1725 yılından sonra tek başına konserler vermeye, konçertolar yazmaya başladı ve Avrupa çapında büyük ün sahibi oldu. Antonio Vivaldi'nin eserlerinin büyük bölümü keman konçertosu biçimindedir. Müzik tarihinin ilk konçertolarının yazıldığı döneme rast gelir, hatta konçerto eserlerin yaratıcısı olarak kabul edilir. Bu yüzden Konçertonun Babası diye anılır. Kemanın yanısıra flüt, obua, fagot gibi çalgılar için yazdığı birçok konçerto ve konçerto grosso'ları, birçok sahne kantatı ve operaları vardır. Yaklaşık 230'u keman için olmak üzere, 450 konçerto yazmıştır. Barok dönemin bir başka dev bestecisi Johann Sebastian Bach üzerinde önemli ölçüde etkisi olduğu öne sürülmektedir.
Bunca önemli ve ünlü olmasına karşın Vivaldi, dönemin bir çok diğer sanatçısı gibi açlık ve sefalet içinde öldü. Venedik'teki müzik zevki değişmiş, Vivaldi 10 - 15 yıl içinde eskimişti. Müziğine hayran olan Avusturya İmparatoru Charles VI ile görüşebilmek umuduyla Viyana'ya gitti. Ancak görüşmelerine fırsat olamadan imparator öldü. İşsiz ve parasız kalan Vivaldi yaşayabilmek için elindeki bütün bestelerini yok pahasına satmaya başladı. Kısa süre sonra da, 28 Temmuz 1741'de büyük olasılıkla açlıktan ölerek, aynı gün Viyana'da bir kimsesizler mezarlığına gömüldü. Cenazesi de tıpkı vaftizi gibi, apar, topar olmuştu.
Çok usta bir kemancı olan Vivaldi'nin keman çalışını izlemiş olan Alman gezgin Johann Friedrich Armand von Uffenbach onun için "kimse bugüne kadar böyle çalmadı ve bundan sonra da çalamaz" diyordu.A.Okar